Zamanın birinde bir adam Kutsal mekana gidip "kalbime merhamet" diye yalvarır. Bu durum her gün tekrarlanınca mekan görevlisinin dikkatini çeker. Adama yaklaşır ve "Neden merhamet dileniyorsun?" Adam yaşlı gözlerle görevliye bakarak "Çünkü" der "ben zalim bir adamım. Sürekli zarar ziyandayım. Baktım ki iyi insanların kalbinde merhamet, benim kalbimde kötülük var. Ben niye eksik bırakıldım? " Görevli, adamın yanına oturur ve elini adamın omzuna koyar. "Kimse seni hiçbir şeyden mahrum bırakmadı. Sen de iyi şeylere yönel o halde" Adam daha da üzgün şekilde "İşte ben de bunu yapıyorum. İyi şeylere yöneldim. Fakat başım beladan kurtulmuyor. Ben iyilik yaptıkça bütün belalar gelip beni buluyor." Görevli, adamın omzuna güvende olduğunu hissettirircesine hafifçe vurmaya başlar "Eh! Ne güzel. Rabbin seni duymuş ve seninle ilgileniyor." der. Adam şaşkın "Bu nasıl ilgilenmektir.? Bela üstüne bela veriyor. Sonuçta, kayıp üstüne kayıp veriyorum. İyiliklerimin karşılığı merhamet olmalı. Bela değil." Görevli "Sen pazarlıktasın. Eh! Hakkın mizahî sıfatı bu. Madem karşılık bekliyorsun, Belalarını Hızlandıracak ki kaybının yerini merhamet dolduracak."
top of page
bottom of page
Comments